Tüylü dostlarımız kediler, hayatımızın ayrılmaz bir parçası! Tatlılıkları şöyle dursun, zekalarıyla da ağzımızı açık bırakan kediler; 20. yüzyılın başlarında gemide ‘görevli’ oldular ve o zamanın mürettebatına ve askerlerine yardım ettiler. ‘Nasıl yani?’ dediğinizi duyar gibiyiz.
O zaman buyurun…?
Kaynak: SeaHistory, @historyinmemes
Zeka küpü dört ayaklı tüylü dostlarımız kediler; oyunculuklarıyla ve şirinlikleriyle bizleri adeta kendilerine aşık ediyorlar.
Tatlılar tatlı olmasına ama,
Bu dört ayaklı dostlarımız asıl zekalarıyla ön plana çıkıyorlar.
Nasıl mı? Gelin anlatalım!
20. yüzyılın ortalarında kediler ‘avcı’ rolüyle önemli bir rol oynadılar.
Denizciler, malzemelere zarar veren fareleri ve böcekleri kontrol altına alabilmek adına kedilerin iyi bir yol olacağını düşündüler. Bu nedenle kediler, gemilerin değerli bir parçası oldular ve ‘gemi kedileri’ olarak görev aldılar.
Evet, kediler gerçekten gemilerde görev aldılar; hatta gemideki her kedi için özel pasaportlar tasarlandı.
Kedilerin gemideki varlıklarını göstermek adına böyle bir yola başvuran gemi mürettebatı, limana yaklaştığında yetkililere bu pasaportları gösteriyorlardı.
Bu ‘gemi kedileri’nin pasaportları yasal olarak geçerli olmasa da, gemiciler ve kediler arasındaki yakın bağı gözler önüne serdi.
Gemideki ‘görevli’ kediler, böcek ve fare nüfusunu kontrol altına alarak mürettebatın hem sağlığını hem de erzağını korudu.
1494 yılında Barselona’da yayınlanan ‘denizcilik’ kurallarında kediler hakkında şöyle söyleniyor.?
‘Geminin güvertesindeki erzak ve diğer malzemeler, fareler tarafından zarar görürse mal sahibi bu zararı kendi onarmak zorundadır. Fakat gemide eğer kedi bulundurulursa bu sorumluluktan muaf tutulur.’
Bazı tarih kaynaklarına göre sahipleri kedilerine son derece bağlıydı: Seyahat esnasında kedi suya düşerse gemi durdurulur ve kedi kurtarılırdı.
Her şey bir kenara, bu kedilerin arasından cesaret ödülü alan bile var.
1949 yılında gemide görevli olan kedilerden biri, Çin Komünist Ordusu ve diğer güçler ile 10 hafta boyunca rehin tutuldu.
Bahsi geçen Nankin olayından sonra gemin kurtarılan kedi, cesaret ödülü olarak Dicken isimli bir madalya kazandı.
Simon isimli kediyi bu ödüle aday gösteren Teğmen John Kerans ise raporlarında çok farklı konulara değiniyor.
‘Gemide büyük bir fare sayısı vardı ve hasarlı bölgelerde hızla üremeye başladılar. Fareler, gemi mürettebatının sağlığı için gerçek bir tehdit oluşturuyordu. Simon, bir şekilde ortaya çıktı ve iki ayın sonunda fareler büyük ölçüde azaldı. Olay boyunca Simon’ın davranışı takdir edilesiydi. Mermilerden sağ kurtulmayı beklemek kedimiz için stresli olsa da birkaç gün sonra Simon yine eskisi gibi dost canlısıydı. Gemideki varlığı, Peggy adlı köpek ile birlikte, gemi mürettebatının moral seviyesinin yüksek kalmasında önemli bir etken oldu. Diğer yönleriyle oldukça zorlu olan böylesine bir durumda, gemiye ev ve normallik havası kattılar.’
Siz neler düşünüyorsunuz?
Yorumlarda buluşalım!
