Dolar ezilince yatırımcı mevduata koştu: Aylık kazanç 37 bin lirayı buldu

Yüksek Faizli TL Mevduat Yatırımcıların Yeniden Gözdesi

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileri konusundaki kararları sonrası piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, yatırımcıları harekete geçirdi. Yaşanan çakılmalar, altın ve Bitcoin gibi varlıklardaki dalgalanmaların yanı sıra, Türk Lirası mevduatlarının cazibesi arttı. Yatırımcılar, güvenlik arayışında yüksek faizli TL mevduatlarına yöneliyor.

Mevduat faizlerindeki yükselişte önemli bir etken de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 46’ya yükseltmesi oldu. Bu kararla birlikte bankalar da mevduat faiz oranlarını artırarak, yatırımcıları cezbetmeye çalışıyor. Bazı bankalar, müşterilerine hoş geldin faizi adı altında yüzde 52’ye kadar faiz sunuyor.

KİM NE KADAR KAZANIYOR?

NTV’nin haberine göre, yüzde 50 faiz oranıyla 100 bin TL’yi 1 aylık mevduata yatıran bir yatırımcı, vade sonunda yaklaşık 3.700 TL faiz elde edebilir. Aynı şartlarda 1 milyon TL’yi değerlendiren bir yatırımcı ise aylık yaklaşık 37.200 TL kazanabilir.

BİR YILDA YÜZDE 63’E VARAN KAZANÇ MÜMKÜN

Faiz oranları sabit kaldığı sürece, mevduatta birikimini her ay anapara+faiz olarak yenileyen bir müşteri, yıl sonunda yaklaşık yüzde 63 bileşik faiz kazanç elde edebilir. 1 milyon TL’lik yatırım, yıl sonunda brüt olarak 1 milyon 632 bin TL’ye ulaşabilir. Net kazanç ise stopaj oranlarına göre değişiklik gösterebilir.

FONLAR GÜÇSÜZ, BORSA ZAYIF, DÖVİZ GERİ PLANDA

Yatırım fonları zayıf performans sergilerken, Borsa İstanbul’da düşüş eğilimi devam ediyor. Dolar ve euro gibi döviz kurları ise mevduat faizlerinden daha düşük getiri sağlıyor. Altın fiyatları ise kısa vadeli dalgalanmalarla yatırımcıları endişelendiriyor.

Genel olarak, likiditeyi korumak isteyen yatırımcılar için yüksek faizli TL mevduatlar, güvenli bir liman olarak öne çıkıyor.

Related Posts

Avdagiç’ten ‘belirsizlik’ uyarısı: Türkiye hazırlıklı olmalı

İstanbul Ticaret Odası’nın mayıs ayı Meclis toplantısında konuşan Avdagiç, küresel şirketlerin, jeopolitik gerilimler, pandeminin ardından değişen tedarik zinciri yapısı ve Çin’in içine dönük politikaları nedeniyle alternatif yatırım bölgelerine …

Büyüyen tehlike

Her fırsatta ifade etmişimdir; 20. Asır 1945-1989 arasında hüküm sürmüş bir zamân dilimidir. Hobsbawn’ın onu Kısa Yüzyıl olarak nitelemesi boşuna değildir. 1989’u esas almamın sebebi ise, 20.Asrı nitelendiren meşhûr Berlin Duvarı’nın yıkılışıdır. Bu sembolik bir değerlendirmedir. Değilse 20.Asrın yıkılışı bu hâdise bir anda olmuş bitmiş değildir. Çöküş, parça parça yaşandı ve hâlen yaşanmakta . 2025, yâni kronolojik olarak 21. Asrın ilk çeyreğinde bile çöküş devâm ediyor. Bunu bana düşündüren

Tarifelere rağmen Çin’in ihracatı arttı

Çin’in nisan ayında ihracatı yüzde 8,1 artarak 315,6 milyar dolara ulaştı. ABD’ye ihracat yüzde 21 düşerken ASEAN’a yüzde 20,8, AB’ye ise yüzde 8,2 yükseldi. Ticaret fazlası 96,1 milyar dolar olurken, iki ülke arasındaki ilk tarife müzakeresi bugün İsviçre’de yapılacak.

Google’dan kritik sorulara yanıt yok

Meclis Dijital Mecralar Komisyonu, algoritma değişiklikleri nedeniyle yoğun eleştiriler alan Google temsilcilerini dinledi. Komisyon üyelerinin eleştiri ve soruları büyük ölçüde yanıtsız kalırken Google temsilcileri “Herhangi web sitesini öne çıkarma ya da geriye düşürme gibi bir amacımız yok. Manipülasyon imkansız, kendi ayağımıza sıkmış oluruz” görüşünü dile getirdi.

Tasavvuf ya da İslam ahlak ve edebini kuşanmak

Tasavvuf tan kasıt İslam ’dır yani tasavvuf dendiğinde aslında İslam denmektedir. Bu sebeple büyüklerimiz tasavvufu ayrıca İslam kelimesiyle nitelemeye gerek görmemiş, hatta bu tür bir nitelemeyi (‘İslam tasavvufu’ denmesini) haşiv saymışlardır. Bu cümleden olarak havf ve reca / korku ve ümit konusunu bir tasavvuf ıstılahı olarak ele aldığımızda Kur’ân’ın ve Peygamber Aleyhisselam’ın ahlakıyla ahlaklanmaktan başka bir şeyi kastetmiyoruz. Ancak söz konusu ahlakın, amelî ve aklî uygulamalarına, zamana

Kamu sözleşmesinin aylardır imzalanmaması üzerine emekçi, bakanlık önüne gidiyor: İşçi sesini yükseltiyor

Türk-İş ve Hak-İş’in şubat ayında iktidara sundukları talepler şöyleydi: Günlük brüt çıplak ücretleri bin 800 TL’nin altında olan işçilerin ücretlerinin bin 800 TL’ye çıkarılması istendi. Birinci altı ay yüzde 50, ikinci altı ay yüzde 25 zam talep …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir